TECAVÜZ SUÇTUR imza kampanyası

500

hedeflenen

11,105

imzalayan

37,483

görüntülenme
Kampanyayı başlatan Jiyan
25.04.2024

Hemen Paylaş

TECAVÜZ SUÇTUR
Bir puşiden, bir cd'den, çakmaktan, posterden, kitaptan, konser biletinden şüphelenen yüce Türk Adaleti 14 yaşında bir kız çocuğuna 16 kişinin gerçekten tecavüz etmiş olabileceğinden şüphelenmedi. Demek ki bu ülkede tecavüz suç değilmiş. Parasız eğitim istemek, anmaya katılmak, konsere gitmek, demokratik kitle gösterisine katılmak, haber yapmak suçtur. Hatta tecavüze uğramak bile suçtur. Ama tecavüz etmek suç değildir! KÖŞEDE KIYTIDA SAKLANARAK HAYATA DEVAM EDİLMEZ. ELİNİ VİCDANINA VE TAŞIN ALTINA SENDE KOY ARTIK. TECAVÜZ ''SUÇ'' DE !!

Haberler

  • 21.09.2012 13:36

    Tecavüz mağdurunun kardeşlerini veliler okulda istemedi

     

    Tecavüze uğrayan 13 yaşındaki Ö.D'nin 3 kardeşi okula alınmadı...

    21.09.2012 - 13:12
      

    Sakarya’nın Hendek İlçesi’ndetecavüz mağduru 13 yaşındaki Ö.D.’nin ilköğretim öğrencisi 3 kardeşinin, nakledildikleri okula 'diğer velilerin istemediği' söylenerek alınmadığı ileri sürüldü. Ailenin şikayeti üzerine soruşturma başlatıldı.

    TECAVÜZE UĞRADIĞI İÇİN İNTİHARA KALKIŞTI

    İlköğretim öğrencisi 13 yaşındaki Ö.D., geçen mart ayında tecavüze uğradığı için intihara kalkıştı. Aile, Ö.D.'ye tecavüzle suçlanan sanıkların yakınlarının da aynı okulda olması nedeniyle, bu öğretim yılında 6'ncı sınıf öğrencisi 12 yaşındaki G.D., 4'ncü sınıf öğrencisi 10 yaşındaki G.D. ve birinci sınıf öğrencisi olan 7 yaşındaki S.D.'nin naklini İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün de görüşünü alarak başka bir okula istedi.

     

    "SİZİ AİLELER İSTEMİYOR"

    İkisi kız 3 kardeş, kayıt işlemlerinin ardından formalarını giyip dün okula gittiklerinde, iddiaya göre okul müdürü "Sizi aileler istemiyor" diyerek içeri almadı. Çocuklarının okula alınmadığını öğrenince okula giden baba F.D.'nin girişimi de sonuçsuz kaldı.

    "ÇOCUKLARIMIN SUÇU NE?"

    Okul önlükleriyle kapıdan döndürülen çocuklarıyla ne yapacağını şaşıran F.D.,"Benim çocuklarımın günahı ne? Çocuklarımı nerede okutayım" diyerek tepki gösterdi. F.D. bu gelişme üzerine şikâyette bulundu. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma başlatırken, olayın intikal ettirildiği Sakarya Valisi Mustafa Büyük de , "Böyle bir şey olamaz. Gereken incelemeyi yaparız"dedi. Suçlanan okul müdürü ise devlet memuru olduğunu açıklama yapmayacağını söylemekle yetindi.

    4 SANIKTAN 2'Sİ TUTUKLU

    Sakarya’nın Hendek ilçesinde geçen mart ayında 13 yaşındaki Ö.D.'nin, 4 kişinin tecavüzüne uğradığı ileri sürüldü. Tecavüz suçlamasıyla tutuklanan 22 yaşındaki M.A. 19 yaşındaki O.S., 19 yaşındaki C.B. ve 17 yaşındaki E.S. tutuklandı. Bu kişilerden O.S. ile M.A.'nin bir hafta sonra tahliye edilmesi üzerine Ö.D. intihara kalkıştı.

  • 12.09.2012 17:17

    Tecavüze uğrayan kadına kürtaj izni yok

     

    AKP’nin gerici kadın politikaları yüzünü göstermeye başladı. Isparta’da yaşanan olayda, tecavüz sonrası hamile kalan kadına mahkeme kararıyla kürtaj yasağı getirildi.

    Başbakan’ın en az üç çocuk doğurun ihtarıyla başlayan, sezeryan ve kürtaj yasağıyla hız kazanan AKP'nin kadınlar üzerindeki muhafazakar hamleleri kendini somut olaylarla göstermeye devam ediyor. Geçtiğimiz Temmuz ayında normal doğuma zorlanan kadının kan kaybından ölmesinden sonra, yeni bir olay da Isparta’da yaşandı. Tecavüze uğrayan kadına, gebeliğinin 29. haftasında olması nedeniyle mahkeme kararıyla kürtaj yasağı kondu. Tecavüz sonrası gebe kalan ve kürtaj olması yasaklanan N.Y’le birlikte, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın akıllara durgunluk veren “Tecavüz sonucu doğan çocuğa gerekirse devlet bakar” açıklaması da gerçek oluyor.

    Isparta’nın Yalvaç ilçesi, Korukaya köyünde kendisine tecavüz eden Nurettin Gider’i av tüfeği ile öldürdükten sonra, gözaltına alınıp mahkeme tarafından tutuklanan N.Y, "Ölsem bile bu çocuğu doğurmayacağım" derken kürtajın 10 haftayla sınırlı olduğu Türkiye’de gebeliğinin ilerlemesi nedeniyle hastaneden gelen rapor üzerine genç kadının kürtaj olması yasaklandı. Ancak, Türk Ceza Kanunu’nun 99. maddesine göre kadının mağdur olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde gebelik 20 haftaya kadar sonlandırılabiliyor.

    Mahkeme eliyle tecavüzcüler aklanıyor
    Isparta’da yaşanan örnek yargının sicilini bozan ilk olay değil. Zira yargının tecavüz ve cinsel istismar davalarında cezaların çok geç verildiği sıklıkla da suçların cezasız kaldığı görülmekte..

    Geçtiğimiz Ağustos ayında Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen utanç davasında 14 yaşındaki genç kıza cinsel istismarda bulunan 35 kişi tahliye edildi. Gizlilik kararı alınan Ö.C davasında sanıkların isimleri ilk defa rumuzlu kullanılırken toplu tahliye akıllarda soru işareti bıraktı.

    Yukarıdaki örnek son zamanlarda yargının insanlıkdışı ilk kararı değil. 18 yaşında ensest sonucu hamile kalan down sendromlu genç kızın babasına verilen 15 yıllık ceza, Adli Tıp’ın ‘Bekaretin bozulmadığı’ yönündeki raporuyla temyizde bozuldu. Mahkeme aynı zamanda davanın ‘basit cinsel istismar’ olarak değerlendirilmesini ve cezada indirime gidilmesini istedi.

    Ensest davasında baba lehine karar veren Yargıtay 14. Ceza Dairesi, Mardin’de 26 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki N.Ç davasında rıza unsurunu gerekçe göstererk yerel mahkemenin 'Mağdurenin sanıklarla rızasıyla birlikte olduğu' yönündeki kararını onamıştı.

    AKP’den kadın düşmanı açıklamalar
    Mahkemeler istismar ve tecavüz davalarında mağdurlar aleyhine karar alıp, tecavüzcüleri aklarken hükümet de akıldışı açıklamaları ile buna zemin kuruyor. Kadına yönelik muhafazakar politikanın sonuçları; cinsel istismar davalarının artması, tecavüzcülerin serbest bırakılması, kürtajın ve sezeryanın yasaklanması olarak şekillenirken, AKP’nin akıldışı söylemlerini bir kez daha hatırlatmakta fayda var.

    Özel bir hastahanenin açılışında sezeryana ilişkinin öfkesinin üç çocuk meselesinden kaynaklı olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasında “ Kürtaj ve sezeryan cinayettir” diyerek kürtaj yasağının sinyallerini vermişti. Aynı konuşmada Başbakan, “ Kürtaj yasasını çıkartacağız” demiş, yasa tasarısı Haziran ayında mecliste görüşülmüştü. Aynı konuşmada Erdoğan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a yetki verdiğini söyleyerek, “ Bakanıma söyledim. Kürtajla ilgili yasayı çıkaracağız” açıklamasını yapmıştı.

    Başbakan’dan tam yetkiyle sezeyan ve kürtaj tartışmalarının uygulayıcısı Akdağ ise, “Annenin başına kötü bir şey gelmişse ne olacak?’ deniyor. Gerekirse öyle bir bebeğe devlet bakar.” diyerek tecavüze uğrayan kadınların da gebeliklerini sonlandırmaması gerektiğini savunmuştu.

    Akdağ’ın açıklamalarının hemen ardından TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün de kürtajın tecavüzden daha büyük bir suç olduğunu iddia etmiş ve tecavüze uğrayan kadınların doğurması gerektiğini savunmuştu. Bosna’da tecavüze uğrayan kadınlar üzerinden kürtajın tecavüzden daha büyük bir dram olduğunu ileri süren Üstün, “Anne karnında o bebekler öldürülseydi, tecavüzcülerin yaptığından çok daha büyük bir dram, suç ortaya çıkacaktı” diyerek down sendromlu doğacak diye bebeklerin aldırılmasının yanlış olduğunu söylemişti. Skandal konuşmasında Üstün, kürtajın insan hakları, hukuki ve felsefi boyutlarının olduğunu olduğunu ve konunun sadece modern tıp üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğini söylemiş, "Tecavüz eylemi bir suç. Bu suçun cezasını kim çekmeli? Tecavüzcü çok ağır bir şekilde çekmeli. Ama siz tecavüzcüye değil, tecavüz sonucu ortaya çıkacak insana bunu ödetiyorsunuz" diyerek tecavüz sonrası kadında olabilecek psikolojik sorunları çözmeyi de toplumun görevi olarak açıklamıştı. Konuşmasında hasta doğumlarda da kürtaja karşı çıkan Üstün, bunu savunmak için kendi ailesindeki otistik ve down sendromlu akrabalarını örnek vermişti.

    AKP’li bakan ve vekillerin kürtaj konusundaki skandal söylemleri bunlarla da sınırlı kalmamış Erdoğan, partisinin Genel Merkez Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada “Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere'dir” diyerek katliamın sorumluluğunu üzerinden atan bir açıklama yapmıştı.

  • 12.09.2012 17:15

    İşitme engelli kız çocuğuna 5 kişi tecavüz etmiş!

     İşitme engelli 14 yaşındaki Z.K. beş kişinin istismarına uğradı. Z.K.'nın teşhisine rağmen zanlılar serbest bırakıldı. Konunun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ’e dahi iletilmesine rağmen küçük kız 'koruma altına' alınmadı. O dönemde tekrar tecavüze uğradı ve hamile kaldı.

    Radikal gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre, Edirne’de, 14 yaşındaki işitme engelli kız çocuğu Z.K, yaşları 76 ile 24 arasında değişen beş kişinin istismarına uğradı. Z.K.’nın teşhisine rağmen mahkeme, şüphelileri 4 Nisan 2012’de serbest bıraktı. Savcılık ve Çocuk Şube Müdürlüğü ise yasalar gerektirdiği halde Z.K.’yı koruma altına aldırmadı. Devlet kılını kıpırdatmazken, Z.K.’yı ve ailesini tanımayan emekli hâkim Nilgün Kurtoğlu, 22 Mayıs’ta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ’e e-mail atarak, kız çocuğunun korunmasını istedi. Fakat bu çığlık da işitilmedi. Ve bir hafta önce, kusma belirtileriyle Hastaneye kaldırılan Z.K.’nın 14 haftalık hamile olduğu, yani ‘korunması’ gereken dönemde bir kez daha tecavüze uğradığı anlaşıldı. Halen tedavi gören Z.K.’nın kürtaj sınırını aştığı ve bu işlem için mahkemeden karar beklendiği öğrenildi.

    Edirne’nin Çavuşbey Mahallesi’nde, 17 Ocak 1998’de dünyaya geldi Z.K. Dördü kız, yedi kardeşin beşincisiydi. Kardeşler içerisinde, sağır ve dilsiz olan tek çocuktu. Yıllarca bir fırında çalıştıktan sonra emekliliğe ayrılan 55 yaşındaki baba A., cilt kanserine yakalandığından artık çalışamıyordu. 42 yaşındaki annesi S. ise ev kadınıydı. Eve giren tek emekli maaşının 250 TL’si de iki göz odalı eve gidiyordu. Küçük Z.K., Edirne’de Şehit Öğretmen Adnan Tunca İşitme Engelliler İlkokulu’nda okuyordu. Geçen yıl üçüncü sınıfa geçmişti.

    'Yıkık Hamam civarında kimi kişiler bir kız çocuğuna musallat oluyor'
    Edirne Savcılığı’ndaki soruşturma dosyasına göre geçen 2 Nisan’da Edirne Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bir ihbar ulaştı. “Yıkık Hamam civarında kimi kişiler bir kız çocuğuna musallat oluyor” deniliyordu. Bunun üzerine polis, ilkin 14 yaşındaki Z.K.’yı emniyete götürdü. Ardından da Yıkık Hamam adı verilen tarihi ve metruk bölgede, üç şüpheliyi gözaltına aldı. Z.K., 2 Nisan’da, üç öğretmeni ve bir psikoloğun da hazır bulunduğu bir ortamda alınan ifadesinde, ‘çeşitli kişilerin 10-20 TL vererek, kendisiyle zorla birlikte olduklarını’ iddia etti. Aynı gün teşhis yapıldı. Z.K., üç kişiyi teşhis etti.

    Bu kişilerden ilki, 1988 doğumlu İran uyruklu M.A.N. idi. İfadesinde, mağaza sahibi olduğunu, o gün Kapıkule Sınırı Kapısı’ndan geçemeyince geri döndüğünü ve Yıkık Hamam civarında durduğunu ve Z.K. ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını savundu. İkinci kişi, Yıkık Hamam yakınında alkol alan 1973 doğumlu kaynakçı M.S.’ydi. M.S. ise “Yıkık Hamam civarında otururken Z.K.’yi gördüm. Yanında M.N.A. vardı. Kız bana içeriyi işaret etti. Yönelmek üzereyken beni engelledi” dedi. Bir diğer şüpheli de M.S.’nin arkadaşı N.E.’ydi. Ve bir gün sonra, 3 Nisan’da, Z.K.’nın tekrar ifadesi alındı. İfadede, Z.K.’nın başkaca kişiler tarafından da suiistimal edildiği sonucu çıkıyordu.

    Ruh sağlığı bozuldu 
    Savcılık, eldeki üç şüpheliyi ‘çocuğun cinsel istismarı’ savıyla tutuklanmaları için Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Fakat mahkeme, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Yalnızca M.A.N.’ye yurtdışına çıkış yasağı getirildi. Bu arada polis, iki şüpheliyi daha gözaltına aldı. Böylece şüpheli sayısı beşe çıktı. Bunlar 76 yaşındaki Y.D. ile 56 yaşındaki N.A.’ydı. Kendisi de bir işitme engelli olan N.A., ifadesinde, “Ben Y.D.’nin kızla birlikte olduğunu biliyorum. Fakat ben birlikte olmadım” dedi. Bu şüpheliler serbest bırakılırken, dosyaya ulaşan adli tıp raporunda, “Z.K.’nın bedeninde darp ve cebir izi olmadığı, genital bölgede lezyon bulunmadığı fakat eski yırtıklar görüldüğü” saptandı. Buna göre Z.K., 2 Nisan’dan önce istismar edilmişti. Ayrıca Trakya Üniversitesi’nde yapılan incelemede, ‘ruh sağlığının bozulduğu’ tespit edildi.

    Koruma kararı alınmadı 
    Savcılık bu aşamada, Çocuk Koruma Kanunu uyarınca, Çocuk Mahkemesi’ne başvurarak, Z.K.’yı koruma altına aldırması gerekirken, bu yola başvurmadı. Çocuk Şube Müdürlüğü ve okulu da kılını kıpırdatmayınca Z.K. koruma altına alınmayıp aileye verildi. Bu arada, Edirne’de yaşayan emekli hâkim Nilgün Kurtoğlu, ailesini ve kendisini hiç tanımadığı halde, harekete geçti. Skandalı öğrenir öğrenmez, 22 Mayıs’ta, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ’e bir e-mail gönderdi. Kurtoğlu, e-mail’de, çocuğun korunmasını istiyor, şöyle diyordu: “Bu çocuk sağır ve dilsiz. 50 yaş üstü beş kişi tarafından galiba bir yıl boyunca tecavüze uğramış. İlk duruşmada tüm sanıklar serbest bırakıldı. Çocuğun babası kanser hastasıymış. Kısacası çocuğun korunmaya ihtiyacı var. Sahip çıktığımız ve kurtardığımız her çocuk yarınımızın güvencesidir. Sizin de aynı düşündüğünüzü biliyorum.”

    14 haftalık hamile çıktı 
    Ne var ki Kurtoğlu’nun bu çabası da sonuçsuz kaldı ve Z.K. koruma altına alınmadı. Geçen 3 Eylül’de Z.K., ‘kustuğu ve burnundan kanlar geldiği’ için hastaneye götürüldü. 14 yaşındaki Z.K.’nın, 14 haftalık, yani 3,5 aylık hamile olduğu belirlendi. Yani, ‘suistimal’ iddiiasıyla soruşturmanın başlatıldığı ve Z.K.’nin, yasalar öyle gerektirdiği halde korunma altına alınmadığı ve emekli hâkim Nilgün Kurtoğlu’nun mektup gönderdiği dönemde tekrar tecavüze uğradığı ortaya çıktı.

    Kürtaj için karar bekleniyor 
    Radikal , dün Z.K.’yi hastanede ziyaret etti. Yetkililer, ‘ kürtaj ’ için mahkemeden talimat beklediklerini söylerken, annesi şunları söyledi: “Bakkala gitmişti, yoldan alıp götürmüşler. Ne olduğunu ben de bilmiyordum. Hamileliğinden haberim yoktu. Kusup burnundan kan gelince hastaneye getirdim, böyle olduğunu söylediler. Kızın durumundan faydalandılar. Biz ne yaparsak anlamaz, dediler.”

  • ${item.date}

    ${ item.title }

İmza kampanyalarının daha güçlü olup sesini daha çok kişiye duyurabilmesi için bize destek ver!

Hemen KREOSUS sayfamızdan desteğini başlat! Desteğiniz yazılım, tanıtım ve yönetim masraflarımızın karşılanmasında kullanılacaktır.

Yorumlar 3328

  1. Irmak sude aksu 23.12.2020 14:24
    23.12.2020 14:24
    Tecavüz kesinlikle bir suçtur,bunu yapanlara yaptıklarının iki katını yapmak makbulüdür.
  2. Ahmet K. 23.12.2020 13:23
    23.12.2020 13:23
    Tecavüz büyük bir suçtur. Tecavüz suçunun engellenmesi için gerekli önlemlerin alınmasını ve yaptırımların artırılmasını talep ediyorum. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Saygılarımla
  3. Bilal can 21.04.2019 14:33
    21.04.2019 14:33
    Tecavuz suctur en agir ceza ile yargilanilmasini istiyorum
  4. ${item.displayName} ${item.date}
    ${item.comment}

500

hedeflenen

11,105

imzalayan

37,483

görüntülenme

Hemen imzala

Hemen Paylaş!

İmza kampanyalarının daha güçlü olup sesini daha çok kişiye duyurabilmesi için bize destek ver!

Hemen KREOSUS sayfamızdan desteğini başlat! Desteğiniz yazılım, tanıtım ve yönetim masraflarımızın karşılanmasında kullanılacaktır.